Sayfalar

8 Haziran 2012 Cuma

Suretin Gerçeği : Serkan ÖZKAYA



1973 yılında İstanbul’da doğan Özkaya, İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi, Batı Dilleri ve Edebiyatları Anabilim Dalı, Alman Dili ve Edebiyatı Bölümünde lisans, yüksek lisans ve doktora eğitimini tamamladı. 2000 yılında New York Bard College Güzel Sanatlar Bölümünde Heykel yüksek lisans derecesini aldı. 2001’de Fransa, Ecole Regional des Beaux Arts de Nantes’ta Film ve Video dalında Postdiploma (yüksek lisans) derecesini aldı. 2002 yılında İsveç Uluslararası Sanatçı Programına layık görüldü ve Malmö’de Rooseum Çağdaş Sanat Müzesi’nde çalışmalarını sürdürdü. 2003’te A.B.D. MacDowell Sanatçı Kolonisi’nin azalığına seçildi.  
       O, cumhuriyetci bir ailede  sürekli solcu tartışmaların yaşandığı bir ortamda yetişirken, bir yandan alman lisesinde okuyup, bi yandan müzikle ilgilenirdi. Birinin yolundan giderek değil, tamamen kendisini keşfetmesiyle sanata hayatına atıldı.

Özkaya işlerinde “asıl ve suret” üzerinden ilerlemektedir. O’na göre birseyin asıl olması için sureti olması gerekir. “Davut” işinde gördüğünüz şey tamamen bir suret ve asıl işidir.

“Davut” heykeli 2005 yılındaki 9. İstanbul Bienali için Eskişehir’de hazırlanıp sergilenmek üzere İstanbula getirilmiştir. Şişhane Meydanı’nda kaidesi üstüne yerleştirilirken halatın kopmasıyla heykel düşüp kırılmış ve sergide heykel yerine o sırada alınan video kaydı yayınlanmıştır.
Heykel Standford Üniversitesi’nden Marc Levoy’un üç boyutlu faks icadıyla, bilgisayar ortamında orijinal boyutları üzerinde uygulamalar yaparak  büyütüldü. 9 metre yüksekliğindeki heykel, sonrasında da polyesterden kalıbı alınarak, altın sarısı rengine boyanmıştır.
Mikelanjın yapmış olduğu Batı kültürünün en büyük simgesi olan Davut heykelinin  büyütülmüş kopyasının şişhane meydanına dikilmesindeki amaç, Cami minarelerinin olduğu bir mekanda tezatlık yaratmaktır.
Özkaya, Eskişehir Büyükşehir Belediye Başkanının desteğiyle heykeli iki kopya olarak yeniden yaptı. Biri Eskişehir’de kaldı diğeri ise ABD’de Kentucky’deki 21C Müzesi’nin daimi koleksiyonuna dahil edilmek üzere alındı.

Bu yıkımın yarattığı durumlardan bahsedecek olursak, Serkan Özkaya bunun getirileri olduğunu yeniden yapılandırmaya gidildiğini, bu durumu bir güçsüzlük ya da negatif bir şey olarak almayıp,tamamen bunun dikilip yıkılıp tekrar dikilmesi üzerine pozitif bir sanat oluşturduğunu ifade etti. Bu yıkımın kesinlikle ses getirsin amaçıyla yapılmadığını ve onun sanatına bambaşka bir bakış açısı getirdiğini söyledi.
Serkan Özkaya bunun üzerine  “The Rise and Fall and Rise of David” (Davut'un Önlenemez Yükselişi, Düşüşü ve Yükselişi) adlı kitabını yazdı.
Bu yıkım için yapılan eleştiriler şu şekildedir.
-"Gelmis geçmis en kötü yapit, tartismasiz Serkan Özkaya'nın dokuz metre yüksekligindeki altin Davut taklidiydi."T.J. Demos, Artforum
-"Sanatçi Serkan Özkaya, Mikelanj'in Davut'unun 9 metre yüksekliginde bir taklidini, sirf kirilmasina tanik olmak için Istanbul'a getirmis. Yerlere yuvarlanan bu Davut mu, Orhan Pamuk'un Istanbul ile özdeslestirdigi hüznü sembolize edecek?Arden Reed, Los Angeles Times
-"Özkaya'nin Davut heykeli bile, ayriksi anlamsizligini, giderek kentle herhangi bir baglantisinin olamayacagini anlayarak kendini feda etti ve yikildi."Ümit Gezgin, Art&Life
-"Yolda bir tümsek..."Power Ekroth, Artforum
-"Devasa bir basarisizlik..."Michael Greissel, Erbes
-Serkan Özkaya: "Bienalee katilacagi isini sakarligindan yere düsürüp kiran sanatçi/enterainer arasi kisi."Spaztica, Eksi sözluk

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder